"Harun Reşit savaşta esir aldığı düşman Generale :
-Hayatını bağışlarım ama bir şartım var, der. 'Kadınlar hayatta en çok ne ister?' budur bilmek istediğim...
Bu sorunun yanıtını getir ; kurtar kelleni der. General sorar soruşturur bu çetin sorunun yanıtını aramaya başlar ve Kaf dağındaki bir cadının bunu bildiğini öğrenir.... Günlerce gecelerce at koşturur , cadıyı bulur ve sorar:
-Kadınlar hayatta en çok ne ister?
-Evlen benimle!!!!..... O zaman öğrenirsin ancak istediğini...
Bu ölümcül teklifi kabul eder General ve doğru yanıtı alır almaz koşar Harun Reşit'e ve :
-Kadınlar en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek ister!. Harun Reşit, generalin hayatını bağışlar ancak cadıya da evlenmek için söz vermiştir. İlk gece general bir bakar ki , o korkunç cadı dünyalar güzeli bir afete dönüşmüş .
Cadı : - Günün sadece yarısı güzel olabilirim, diğer yarısı çirkinim der. Ne dersin? Geceleri seninleyken mi güzel olayım, yoksa gündüzleri dışarıdayken mi?..
General: - Sen bilirsin kararı kendin ver der. İşte o an korkunç cadı sonsuza dek güzel bir kadın olarak kalır....
SONUÇ:
1.Kadınlar en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek isterler.
2.Özgür iradesiyle hareket eden bir kadın her zaman güzeldir.
3.İster güzel olsun, ister çirkin olsun her kadın aslında bir cadıdır.
Zevkli bir kadına rastlarsanız zevkiniz, bilgili bir kadına rastlarsanız bilginiz , zeki bir kadına rastlarsanız zekanız gelişir. Hayat kat kattır. Babil'in Asma Bahçeleri gibi teraslar halinde yükselir ve bir terastan bir terasa sizi kadınlar götürür. Ve bugün durduğunuz teras, seyrettiğiniz manzara, gördüğünüz hayat yanınızdaki kadının terası, manzarası ve hayatıdır. Hayatınız seçtiğiniz kadındır!