Ekrem, avucunu acmis kendisine dogru elini uzatan adama ters ters bakti.
Elli yaslarinda gosteren adam, gormeye alistigi hirpani kiyafetli
dilencilere benzemiyordu. Uzerindeki giysiler eski fakat temizdi. Eli yuzu
temiz ve saglikli gorunuyordu. "Sapa saglam adam gidip calisacagina
dileniyor, belki benden daha zengindir" diye düsündü. Zaten cani cok
sıkkındi, birde sinirlenmisti.
Alayci bir ses tonuyla :
- Ekmek parasi mi istiyorsun? diye sordu.
- Hayir cikolata parasi lazim!
Ekrem'in kizginligi saskinliga döndü. Espri yetenegi olan dilencinin hali de
baska oluyor diye düsündü.
- Niye siz ekmek bulamayinca cikolata mi yiyorsunuz?
- Hayir. Ekmek bulamadigimiz günler genellikle bulgur pilavi yeriz, onu da
bulamadiysak ac yatariz.
Ekrem adamin ciddi mi konustugunu yoksa dalga mi gectigini anlayamamisti.
- Bu gün karniniz doydu üstüne tatli mi istedi caniniz?
- Fakirin cani mi olur ki, tatli istesin beyim.
- Bu bir kamera sakasi mi yoksa sen is bulamamis stend-up'ci misin?
- Hicbiri degil. Sadece fakirim. Bugün karimin dogum günü, ona cikolata
götürmek istiyorum.
- Dogum gününde yas pasta alinir bildigim kadariyla.
- O bizim için degil zenginler icin. Otuz yillik evliligimiz boyunca ona bir
kez bile yas pasta alamadim. Ama her dogum gününde mutlaka cikolata
götürdüm. Cikolatayi çok sever.
Adamin söyledikleri Ekrem'in dikkatini cekmisti. O aksam karisiyla kavga
etmis, kapiyi carpip kendini sokaga atmisti. Arabasina da binmemis sahile
kadar yurumustu. Denizi seyretmek de onu rahatlatmamisti. Oysa eskiden
denizi seyrederken cok rahatlardi.
Dalgalar sikintisini alip gotururdu. Fakat karisinin evde agliyor oldugunu
bildigi icin olsa gerek, hicbir sey onu rahatlatmiyordu. Dilenciyle
konusurken biraz kafasi dagilmisti. "Acaba soyledikleri gercek mi, yoksa
uyduruyor mu" diye dusundu.
- Cebinde bir cikolata alacak para yok mu simdi?
Ekrem'in sorusu uzerine adam ceplerini bosaltti, bir nufus cuzdanindan baska
bir sey cikmadi.
- Ben dilenci degilim. isim yok. Gunluk calisirim, ne is bulursam yaparim.
Fakat bu gun butun gun is aradim, aksilik bu ya, hiçbir is bulamadim.
Ekrem oturdugu banki isaret ederek yer gösterdi.
- Oturun biraz dertleselim bari, dedi.
Adam cekingen cekingen oturdu yanina.
- Yok mu esin dostun, borc alacak akraban?
- Fakirin akrabalari da fakir olur beyim. Bulurlarsa kendi karinlarini
doyururlar.
- Dilenecek kadar cok mu seviyorsun karini ?
- Hem de cok seviyorum. Otuz yilimi aydinlatti o benim.
- Himmmm. Ask hem de otuz yil suren ask. Hayret dogrusu! Askin omru en fazla
uc yil diyorlar oysa. Sen otuz yildan bahsediyorsun.
- Evet. Gecen yillar sevgimi azaltmadigi gibi artirdi.
- Soyle o zaman nedir evlilikte mutlulugun sirri? Soylediklerine bakilirsa
sen mutlulugun formulunu bulmus gibisin.
- Ben ilkokulu bile bitirmedim. Oyle formul falan bilmem.
- Formul dediysem kimya formulu sormuyorum canim. Bende alti yillik evliyim.
Sevdigim kadinla evlendim, fakat mutlu degilim. Surekli kavga ediyoruz. Daha
iki saat önce kapiyi carptim ciktim. Evimiz, arabamiz, isimiz, gucumuz, her
seyimiz var, ama mutlu degiliz. Senin hicbir seyin yok, ama mutlusun. Para
mi acaba bizi mutsuz eden?
- Hicbir seyim yok mu? Hayir benim her seyim var. Benim karim her seyim.
Sevgilim, esim, arkadasim, hayat yoldasim. Hayatimi paylastigim insandan
daha degerli ve daha onemli ne olabilir ki dunyada? Sizin ev, araba, is diye
her sey dediginiz seylerdir aslinda hicbir sey olan.
- Oyle deme, su kadar varligin icinde bile karim her seyden sikayet ediyor.
Bir de fakir olsam kim bilir ne olur?
- Altin tasin, kan kusana faydasi yoktur beyim. Sen kadin ruhunu hic
anlamamissin. Hicbir kadin iyi bir evde oturdugu, her gün cesit cesit
yiyecekler yedigi icin mutlu olmaz. Bir kadin,
kocasinin her seyi oldugunu bildiginde ancak mutlu olur.
- Sizin mutlulugunuzun sirri bumu ?
- Olabilir. Ben karima degerli seyler alamiyorum ama ona benim icin ne kadar
degerli oldugunu hissettiriyorum. O da cok mutlu oluyor.
- Bir kadina degerli oldugun nasil hissettirilir?
- Kucuk kizi severek.
- Kucuk kiz mi ? Hangi kusuk kiz ?
- Yasi kac olursa olsun her kadinin icinde hic buyumeyen bir kucuk kiz
vardir. O kizi ne kadar cok sever, ne kadar cok mutlu edersen, o kadini da o
kadar mutlu edersin.
- Nasl yani ?
- Kucuk kiz neleri sever, nelerden hoslanir bir dusunun. Kucuk kizlar hep
begenilmek, ilgi gormek isterler. Guzel olduklarini duymaya bayilirlar.
Kendilerine prensesmis gibi davranilmasini beklerler. Kucuk kizlar hep
prenses olmayi hayal ederler. Surprizlerden hoslanirlar. Biraz simartilmak isterler.
Sevilmek ve sevildiklerini hepduymak isterler.
Iltifata doymaz kucuk kizlar. Oyle degil mi?
- Haklisin. Benim dort yasinda bir kizim var. Adi Aylin. Her aksam boynuma
sarilir "Babacigim beni ne kadar seviyorsun?" diye sorar. Giysisini
degistirdigi zaman etrafimda "Baba güzelolmus muyum?" diye sorar durur.
Güzelsin demem de yetmez ona. "Harikasin prenses gibi olmussun" demeliyim.
Dunyanin en guzel kizi demeliyim.
- Iste kadinlar bir omur boyu bunu duymak isterler. Ben elli yasindaki
karima boyle davraniyorum. Omrumuz olurda seksen, doksan yil da yasarsak ben
ona boyle davranmaya devam edecegim. Ona "bebegim" diye hitap ediyorum cok
hosuna gidiyor. "Bebegim bana bir cay yapar misin?" dedigimde cay yapmak
icin nasil kosturdugunu gormelisiniz.
- Hic kavga etmez misiniz siz?
- Kavga evliligin tadi tuzu. Arada biz de tartisiriz. Kusup barismanin tadi
ayridir. Benim karim bir keci kadar inatcidir. Onunla barismak icin ugrasmak
ayri bir keyif verir bana.
- Benim esim cok ciddi kadindir. Hic kucuk kiz havasi yok onda.
- Kucuk kizlar buyudukleri zaman artik sevgi, ilgi istemeye utanirlar. En
ciddi yada en yasli kadinin bile icinde o kucuk kiz mutlaka vardir. Yeter ki sen o
tatli kizi sevindirmeyi, mutlu etmeyi bil. Ve o kucuk kizi asla aldatma.
Yoksa bir daha sana guvenmez ve ne yaparsan yap hep kuskuyla bakar. Kucuk
kizlar hem cabuk mutlu olurlar hem de cabuk kirilirlar. Cok narindir onlar.
Hoyrat elleri sevmezler. Yumusak dokunuslari severler.
- Bu tavsiyeni deneyecegim. Fakat her zaman yapabilir miyim bilmiyorum.
Bazen islerim cok yogun oluyor o zaman eve cok yorgun gidiyorum.
- Bu sadece bir bahane. O kucuk kizi mutlu etmek dunyanin en kolay isi. Cogu
zaman birkac tatli soz yeterli olur. Sen o kucuk kizi mutlu ettiginde
karsiligini fazlasiyla alirsin. Artik o seni rahat ettirmek için elinden gelen gayreti gösterir.
Karisi mutlu olmayan erkek mutlu olamaz.
Mutlu olmak isteyen erkek once hayat arkadasini mutlu etmelidir.
Dusunsene somurtkan, mutsuz, surekli soylenen biriyle yolculuga ciksan ne
kadar mutlu olabilirsin.
- Haklisinda bende butun gun ailem icin calisip yoruluyorum.
- Yine para, yine dis sebepler. Evet para onemli ve gerekli ama kadinlar
para icin erkekleri sevmezler. Para gecici mutluluklar verir. Kadinlar
hediye almayi severler. Paran varsa hediye al tabi. Ama hediyeyle mutlu
olmasini bekleme. Hediyenin yanina sevgini katmazsan hediyenin bir anlami
yoktur. Benim hicbir zaman cok param olmadi.
Gunluk kazandim, gunluk yedik. Bazen ac kaldigimiz gunler oldu.
Hicbir zaman karimin kulaklarına altin kupe takamadim ama her zaman ask
sozleri fisildadim. Hicbir zaman boynuna pirlanta gerdanlik alamadim ama hep
opucuklerle sevdim boynunu. Hicbir zaman ona ipek elbiseler giydiremedim ama
kendi bedenimle ipek elbise gibi yumusacik sardim bedenini ve mutlu ettim onu.
Adam ayaga kalkti.
- Bana musaade, artik gitmeliyim, karim merak eder. Sende git evine kucuk
kizin gonlunu al, belki o kucuk kiz simdi evde aglayip duruyordur.
Ekrem de ayaga kalkti. Kuvvetlice elini *****.
- Sizi tanidigima çok memnun oldum.
Elini birakti koluna girdi. Yolun karsisindaki pastaneyi gösterdi.
- Hadi gel esin icin suradan cikolatali pasta alalim, dedi.
Pastayi aldilar. Adam hayatinda ilk defa karisina yas pasta goturmenin
mutluluguyla, bin bir tesekkur ederek evinin yolunu tuttu. Ekrem de
pastanenin yanindaki manavdan karisinin en sevdigi meyvelerden aldi. Evine
geldiginde karisi sismis gozlerle mutfak masasinda oturmus su iciyordu.
Ekrem hiç konusmadan meyveleri buyukçe bir tabaga dokup yikadi., sonra
esinin onune koydu.
- Bunlar dunyanin en sansli meyveleri, dedi.
Inci hic konusmadi.
- Sorsana "niye" diye.
Inci kizgin kizgin:
- Niye? Diye sordu.
- Cunki dunyanin en guzel ve en tatli kadininin midesine gidecek, dedi gayet
ciddi bir ses tonuyla. Inci sasirmisti.Bir anda yuzunun ifadesi yumusamisti.
- Bunlar senin sevdigin meyveler, senin icin aldim.
- Hayret bir sey! Her zaman kendi sevdigin meyveleri alirdin. Benim hangi
meyveleri sevdigimi iyi hatirlamissin.
- Ama simdi kiymeti yok. Cünkü sana cok kirginim, meyve alarak gonlumu alamazsin.
- Ozur dilerim seni kirdigim icin.
Sonra Ekrem yere diz coktu.
- Cezam neyse raziyim. Ama bir tek sey istiyorum senden. Seni delice seven
bu adami senden mahrum etme.
Ekrem yere comelmis, boynu bukuk bir vaziyette cok komik gorunuyordu. Inci
kikir, kikir gulmeye basladi.
- Affetmek o kadar kolay degil. Bakalim hangi cezalara katlanabileceksin,
dedi.
Ekrem iste o zaman ona muzip muzip bakan esinin icinde sakladigi kucuk kizi
gordu. Bundan sonra her sey daha farkli olacak diye dusundu.
Hepinize,birlikte,hayat boyu mutluluklar dilerim.Kucuk kizi unutmayin.....